Yaşamın Kıyısında (Manchester By The Sea) | FİLM
•►Filmi son zamanlarda sosyal medyada çok gördüğüm için ilgimi çekti, dram türünde olduğunda görünce kesin beğenirim diye düşündüm. Yeni bir film sanmıştım ancak 2016 yılında vizyona girmiş.
Imdb: 7.9
Filmi psikolojik veya sanat açısından değil tamamen bir izleyici görüşüyle yorumlayacağım.
Lee Chandler'ın yaşadıkları, psikolojik durumu, önceki ve sonraki görüntüleriyle bir kurgu oluşuyor. Hayat herkese adil işlemiyor ve bir yetişkin olarak yaptıklarımızın da sorumluluğunu almamız gerekiyor. Lee Chandler'da kendini suçlu gördüğü, hayatının en acı durumu içerisinde kalmış ve mutlu olmayı, mutluluğu hayatından komple çıkartmış. Kendisine bakış açısı değişmiş ve kimsenin de onu nasıl gördüğünü önemseyecek mental durumda değil.
Ben filmin sonunu bambaşka düşünmüştüm. Başımıza gelen durumların mutlaka zamanla düzeleceğini, iyi günlerin bizi beklediğini düşünerek hayata tutunuruz ya... Filmde de bu işlenecek sanmıştım. Kötü şeyler yaşayan, sevdiklerini kaybeden, kendisi için hiçbir amacı ve savaşı olmayan bir adamın en gerçekçi açıdan yaşamını gördük. O kadar gerçekçi ki abartı hiçbir duygu yok. Casey Affleck film boyunca acı çektiğini hissettiriyor. Hüngür hüngür ağladığım bir film değildi ancak oyunculuk, renkler, senaryo içimde bir yumru hissettirdi. Az konuşarak hatta hiç konuşmayarak bir insanı nasıl anlayabilirsiniz? Şaşırtıcı ama anlıyorsunuz.
---SPOILER İÇEREN KISIM----
•Burdan sonrasında spoiler var lütfen filmi izlemediyseniz okumayın.
Başına büyük şeyler gelen insanların çevresine karşı daha açık, daha duygusal olması bekleniyor. Bir yakınını kaybeden, iflas eden, kaza yapan vb. üzücü olaylardan sonra herkesin tepkisi, konu açıldığı zaman ağlamalı hareketler, evden çıkmamalı yas süreci, laf ağzında dertleşmeli haykırmalı sohbetler...Fakat yas tutmak ve acı cekmek her zaman görünür değildir. Lee Chandler kesinlikle yas tutan ve acı çeken bir adam fakat hiç konuşmayan, sanıldığı gibi dağıtmayan ya da evde ölümü bekleyen birisi değil. Benim izlediğim karakter yaşamın geri kalanını muhtemelen iyi geçirmeyi hak etmediğine inanıyor ve karnını doyurabilecek bir para ile kendi kendini cezalandırıyor. Artık onun iyi bir evi olsa ne olur ki ? Onun iyi bir işi olsa ne olur ? O gülebilir mi, gülemez. Çünkü o üç çocuğunun ölümüne sebep oldu. Artık o sorumluluk alabilecek bir insan değil. Kendi çocuklarına bakamayan yeğenine bakabilir mi? Karısı istemediği halde arkadaşlarıyla pervasızca eğlendiği bir günün sonunda böyle bir olay yaşanmışken o bir daha gülüp eğlenmeyi hak edebilir mi ? Edemez... İşte yas, acı, üzüntü bazen de böyle sessizdir.
2 yorum
çok iyi filmlerden ivit :)
YanıtlaSilDram çok izleyemiyorum bu aralar ama güzel bir filme benziyor 😊
YanıtlaSil