🍀Herkese merhaba dostlarım! Sürekli aklımdan blog yazma fikri geçiyor farklı farklı bir sürü konuda fakat sürekli erteliyordum bu akşama nasipmiş oturdum bilgisayarın başına bol fotoğraflı güzel bir yazı yazıyorum yarın paylaşmış olurum sizlerle... 

🍀Loreal Paris'in bu şeker peelingini reklamlarda gördükçe çok beğeniyordum bunun yanı sıra şu an maalesef hatırlayamadığım bir blogger arkadaşımın bu peeling üzerine olumlu yazısını görünce bir de üstüne indirim yakalayınca (henüz dolar fırlamamıştır ve indirimler gerçekten ucuza ürün alımını sağlıyordur o dönemler) dedim Gizem bu fırsatı kaçırma, al dene gitsin! Öyle de yaptım.




🍀İlk zamanlar haftada iki veya üç kere özellikle duştan sonra kullanıyordum. Düzenli bir kullanım periyotu sağlamıştım fakat zamanla bu iş bozuldu şimdilerde kafama estikçe kullanıyorum kendisini..

🍀İlk kullanımda peeling sonrası cildimin yumuşacık ve parlak olduğunu gözlemledim. Bir cildin olmazsa olmazı iki şeyi anında karşılamıştı. Geriye bir tek şey kaldı siyah noktalar.. Düzenli kullanımda gerçekten siyah noktalarımda azalma oldu. Ama ben bunu peelingle birlikte saf kil maskesi kulanımıma da bağlıyorum birazcık. İki ürünü peş peşe düzenli bir şekilde kullandıkça siyah noktalar da baş edilir bir hale gelmişti. 




🍀Yaklaşık bir yıldır kullanıyorum, üçüncü kutumdayım sanırım şu an. Hem de inanamayacağınız acayip güzel bir fiyata almıştııım :)) 20 TL indirim çeki gelmişti Watsons'tan bir de ürünlerde %50 indirim vardı yaklaşık 50 TL olan şeker peelingini 20 TL indirim çekini de kullanınca 4.90 gibi bir fiyata almıştım kasadaki arkadaşlar bile inanamamıştı :) 

🍀Nasıl kullanılır ? Kısmına gelecek olursak :

🍀Peelingi düz bir maske fırçasıyla veya elimizle(Tercihim el çünkü fırçada kalan ürün ziyan oluyor ve bir farkını göremedim) yüzümüzün tamamına veya siyah nokta olan bölgelerimize sürüyoruz.Ürünün kullanacağımız kadarını aldıktan sonra hemen kapatmamız gerektiği yazıyordu paketin üzerinde bir yerlerde. Bu kısımda dikkat edilmesi gereken bir husus var ki peelinglerin sivilce üzerine kullanımı çok yanlış. Sivilceli bir cildiniz varsa ürünü iyice araştırdıktan sonra kullanmanızı tavsiye ederim.




1. Kullanım 
🍀Ben iyice ovalayıp sanki siyah noktalarıma bay bay diyormuşum hissini yaratıp tatmin olduktan sonra ılık bir suyla ovalayarak yıkıyorum. Bu kısımda maske çıkartıcı pedler kullananlar oluyor ama ben hiç o kısımlara girmedim. Yıkadıktan sonra temiz bir havlu veya kuru peçeteyle kuruna işlemimi yapıp ekstra bir maske daha yapmayacaksam yüzümü nemlendiriyorum.Ve sonuç BEBEK GİBİ HİSSETTİREN BİR CİLT! :)

2.Kullanım
🍀Peelingi sürüp elimle yuvarlak hareketlerle güzel yayıp ovuşturduktan sonra Braun un yüz temizleme aletini kullanıyorum. Üç çeşit yuvarlak fırçası var ben birazcık sert mavi olanı peelingte daha etkili gördüğüm için onu kullanıyorum. Döner uçlu bir makine fırça döne döne temizleme işlemi yapıyor. Sonrası bildiğiniz gibi ılık suyla yıkama, temiz bir havlu ve nemlendirme. Uzun zamandır kil maskesi kullanmıyorum ve kil maskesiyle peelingin çok daha iyi desteklendiğini söyleyebilirim. (siyah noktalar için)



🍀Kendisi göründüğünden çok daha bereketli aylarca kullanabilirsiniz. Abartıya kaçıp çok çok ürün harcamazsanız tabii.

!Dudak kullanımı için de uygundur.

🍀Ürün hakkında bilgi edinmek isteyen varsa ve yardımcı olabildiysem ne mutlu bana. Yazıyla,ürünle veya blogumla ilgili herhangi bir öneri,görüş,soru için yorumlar kısmında buluşalım..

Bugün 3 Mart. Çoğumuz için sıradan bir gün. Uyandık,kahvaltı yaptık belki dışarı çıktık belki de evde telefonumuzu elimize alıp sosyal medyada vakit öldürdük. Belki bir düğün hazırlığına koyulduk... hayat akışı, her şey normal bir çoğumuz için. Ama aslında 10 yıl önce bugün gencecik bir kız son kez nefes aldı. 10 yıl önce bugün hayaller öldü, gülen yüz soldu, gencecik bir kız katledildi.

Münevver Karabulut'un insanlık dışı bir şekilde öldürülmesinin üzerinden bugün tam on yıl geçti. Çok üzülerek yazıyorum bu yazıyı. On yılda her şey daha da kötüye gitti. Münevverin acısını kabullenemeden yüzlerce kadının katledilişine şahit olduk .Her ay, her yıl öldürülen kadınların sayısı arttı.
Şubat ayında tam 38 tane  -bilinen- kadın öldürüldü. Tabii bu daha kayıtlara geçen..

On yıl önce bugün Münevver öldürülmeseydi dört gün sonra 18 yaşına girecekti. Münevver o gün canice katledilmeseydi şu an her şey farklı olacaktı. 7 Martta arkadaşları ve ailesiyle 18. yaş gününü çok güzel bir şekilde kutlayabilirdi. Çok heyecanlanırdı büyük ihtimalle, heyecan vericidir çünkü 18. yaş. Annesi ve babası ona 18. yaşına özel güzel bir hediye almış olurlardı. Belki çok istediği bir saat,çanta,ayakkabı,kıyafet... Arkadaşları neler getirirdi acaba? En sevdiği renkte bir defter, fotoğraflarının olduğu güzel bir albüm, sevdiği şarkıcının konserine bir bilet... Bunları hiçbir zaman bilemeyeceğiz.

Belki de araba kullanmayı çok istiyordu, hemen ehliyet almak isteyecekti. Ailesi ona güzel bir araba alacaktı.. kim bilir?

Aradan tam on yıl geçmiş. On yılda bir insan onlarca kötü haber alır, onlarca güzel şey yaşar, aşık olabilir, evlenebilir, kariyer yapabilir,çocuk sahibi olabilir, yurtdışında çok ünlü bir iş kadını olabilir, sakin sessiz bir yerde yaşamayı seçebilir..

Öldürülmeseydi yakın çevresi hariç bizler onu tanımayacaktık. Ve belki de dört gün sonra 28. yaşını çok sevdiği eşi ve çocuğuyla birlikte kutlayacaktı, olabilir ha?

Keşke seni hiç tanımasaydık Münevver. Sen yaşasaydın ve sıradan sokaktaki bir insandan farklı olmasaydın bizim için.
Biz çok huzursuzuz. Biz çok üzgünüz. Yaşanan her şey için çok üzgünüz.

Gittiğinde yerde mutlusundur inşallah.
Özür dileriz Münevver, çok özür dileriz.

Bu yazı serimi yaklaşık iki yıl önce başlattım fakat hayat akışımdan dolayı bir türlü dizi film izlemeye vakit ayıramadığım için seriye sadece kitapla devam etmedim. Şimdi devam ettirebildiğim sürece serime tekrar dönmek tekrar yazmak istiyorum. İyi okumalar.

Mart ayına geçiş yapmış olsak da bu yazı Ocak ayında yazmayı planladığım bir yazıydı o yüzden ocak kısmını değiştirmeden girmek istedim :)

Öncelikle ocak ayında izlediğim diziden bahsederek başlamak istiyorum.

11.22.63

Dizinin ismi biraz tuhaf değil mi ? Aslına bakılırsa hiç de cezbedici bir ismi yok. Ben Instagramda dizinin bir kesitinin paylaşımını gördüğümde izlemeye karar verdim. Dizi fantastik sayılabilecek bir kurguda bence. Kendisi Stephen King in 22.11.63 isimli kitabından esinlenilmiştir. Dizi yaklaşık bir saat süren uzun bölümlerden oluşuyor. Hikaye sürükleyici ve kendini izletir bir şekilde akıyor bence. Çok çabuk gelişmese de olaylar sıkıcı değil senaryo.

Imdb: 8.3
İnternet Açıklama:
Bir zaman yolculuğu hikayesi anlatacak olan 11/22/63, lisede İngilizce öğretmeni olan Jake Epping karakterini merkeze alacak. Bir lokantanın deposunun geçmişe açıldığını fark eden ve zamanda geriye giden Epping, John F. Kennedy suikastını önlemeye çalışacak.

Filmden birkaç kare:






Kitabımızla devam edelim.

George Orwell- Hayvanlar Çiftliği

Eminim yazımı okuyan dostlarımın çoğu aa okudum! veya aa bu kitabı biliyorum! Olmuştur. Cebimdeki son parayla çok okumak istediğim için aldığım bir kitap. Kitabı çok severek tek nefeste okudum koydum bir kenara. Her kitap hakkında bunu söylemem ama konuyu derinleştirebilecek, asıl işlenen fikrin ne olduğuna dikkat edebilecek birisi mutlaka bu kitabı beğenecektir. Roman masal tarzında bir anlatımla yazılmış olsa da arkasında çok ciddi bir siyasi kurgu vardır. Kitap bir çiftliği anlatıyor ve bu çiftlikte yaşayan hayvanların bir dönemine ışık tutuyor. Çiftlikte belli başlı bahsedilen hayvanlar var ve aslında bu hayvanların bir simge olduğunu birkaç sayfa sonra anlayabiliyorsunuz. Siyasi isimleri simgeleyen hayvanlar..

İnternet açıklama : Roman ilk olarak 1945'te yayınlandıysa da asıl ününe 1950'lerde kavuştu. 1996'da ise geçmiş tarihler için verilen Retro Hugo Ödülü'nü 1946 senesi için aldı. Roman, Stalinizmin eleştirisidir.  


İnternette 10-15 TL arasında satılıyor. Benim cebimde 5 TL vardı, bir kitapçının önünden geçiyordum, evime gidecektim. Kitaba uzun uzun baktığımı gören canım kitapçı gönlümden kopan bir fiyata kitabı bana vereceğini söyledi ben de 5 TL ye bu güzel kitabı sayesinde okumuş oldum :)) 


Kitapla ilgili :