Hep okumak isteyip, önüne başka kitapları koymuştum. Ocak ayında bir çırpıda okuyup bitirdim. İnanılmaz keyifli bir kitaptı. Yabancı kitaplar okuduktan sonra Türk Edebiyatına döndüğüm zaman daha keyifli okuduğumu fark ediyorum :)) Elbette ki her yazarın anlatım dili farklı oluyor ama sanırım Türk Edebiyatı benim için okuması daha kolay oluyor.
Okurken sevgili Yusuf kendi zihnimde Hatırla Sevgili 'Ali' olarak canlandığı için bu izlenimi kıramadım maalesef. Belki kitabın başında Ali'nin anne- babasının ölmesi ile Hatırla Sevgili Ali'nin babasını kaybetmesi ile başlayan serüvenlerini benzetmiş olabilirim.
Bknz Hatırla Sevgili Ali
Muazzez ve Yusuf'un kitap boyunca asla dolu dizgin bir aşk yaşadığını düşünmedim. Hatta Muazzez'in başka hiç kimseyi görmemiş olmasından ve sadece Yusuf'tan ilgi görmesinden kaynaklı ona belli duygular beslediğini yine de bu duyguların aşk değil minnete ve ilgi açlığına daha yakın olduğunu düşündüm. Yusuf, Muazzez'e hiç karşılık vermeseydi iş buralara kadar gelmezdi. Büyük ihtimalle Muazzez, Ali ile evlenecek, ilk başlarda Yusuf'u takıntı haline getirip daha sonra Ali de ona ilgi gösterdiği için ona bağlanacaktı...
Yusuf'un hem zor hem rahat bir hayatı oldu. Kaymakam onu yanına almasaydı çok çok daha zor bir hayatı olacağı için büyük oranda rahat bir hayatı oldu. Sonrasında bir şeyler yapması gerektiğini fark edip çabaladığında hayattaki tek dağını, kaymakamı kaybetti. Aslında kaymakam vefat etmeden önce Yusuf'a işini de ayarlamıştı ama...Şimdi ne olduysa da senin yüzünden oldu kaymakam bey, Şakir'lerin oyununa gelmeyecektin :)))) Yusuf seni ve Muazzez'i kurtarmak için mecburen Ali'ye gitmeyecekti, Ali belki ölmeyecekti...
Bu yazıları unuttuğum zaman okuyup hatırlayabilmek adına yazdığım için hiçbir edebi kaygı gütmüyorum. Sohbet havasında yazıyorum :)
Muazzez'e biraz gıcık olmadım dersem yalan olur. Evet yaşı küçük diye kitapta sık sık vurgulanıyor fakat hani Yusuf'a çok aşıktın. Bin bir zorluk da çeksen Yusuf'la gidecektin, annenin pis aklına uymayacaktın.
Kitabın genel akışını beğendim ve okumaktan zevk aldım. Yusuf'un nereye gittiğini, ne yaptığını merak ettim. Acaba Muazzez'in annesi Şahinde öldü mü ?
Bence Yusuf, Muazzez'in ölmesine çok yoğun duygularla üzülemedi. Çünkü çektiği tüm sıkıntılar ve sebebi olan sorumlulukları sona erdi. Artık istediği işi yapıp istediği gibi hareket edebilirdi. Uzak yerlere doğru yol aldı hatta konakladığı birkaç evde Kübra'yı ve annesini hatırladı. Belki yakalanıp hapse girebilirdi ancak Şakir'in babası öldü ve Şakir'in silahı da ateşlendiği için meseleyi hiç kurcalamadı, Yusuf da gittiği için olay böylece kapandı, Şahinde'de öldü. Yusuf bir süre gelip beni alacaklar diye beklediyse de sonra hiç yaşanmamış gibi hayatına devam etti. Bir köy işinde ustalaştı ve ona işi öğreten insanlarla ahbap oldu...
1 yorum
hüzünlü ve güzel de miii :)
YanıtlaSil