Zor, Neden ?

By Gizem - 15:04

Sadakat,sevgi ve hayatın gerçeklerinden uzak insanlar mı yaşatır hep böyle şeyleri ? Benciliz ama sevmeyi de biliyor insanoğlu. Kendimden çok onu düşündüğüm uzun yıllar bıraktım geride. İnsan kendine bile yeri geldiğinde güvenmezken çok safız karşımızdakine, her sözüne öyle bir güveniyoruz ki. Her vaat her söz dönüyor insanın beyninde şimdi söylenmişcesine. Neden diye haykırmalı bir bitişin ortasında duruyuyoruz öyle bomboş. Hala kendimizde arıyoruz bir de hatayı. Arıyoruz ama aslında bulamıyoruz. Bulmak istiyoruz. Bu gidişe bir sebep bulmak istiyoruz, olmadığını kabullenemiyoruz, işi sevgiye hiç getirmek istemiyoruz. Maksat sevgiyi tertemiz kurtarmak  olaydan ama o elleriyle çoktan kirletmiş zaten. Neyin cezası bu neyin sonucu diye bakıyoruz geçmişe. Geçmişe girdikçe çıkamıyoruz işin içinden. Ölenin arkasından sadece iyi anları hatırlamak gibi bir duygu karmaşası içinde çalkalanıyoruz. Ölüm zordur ama elden gelen bir şey yoktur tüm vaktini kabullenmeye ayırırsın. Bu farklı bir şey. Ölüm gibi ama senin öldürmeye çalıştığın kişi başkasının hayatında can buluyor. Gel bir de bunu kabullen. Sedef Sebütekin çalıyor yine arkada. Yazıyorsun, yazıyorsun, yazıyorsun. Anlık kabulleniş ve yine anlık haykırışların içinde akıp gidiyorsun. Mutlu muyum, olmalı mıyım, üzgün müyüm, peki neden ? Yine aynı soru dikiliyor karşında dimdik. Böyle olmamalıydı ya. Gözleri,teni, kokusu hepsi ezber. Yok böyle olmamalıydı. Neden?  Bir yerde okudum mülkiyet hissi diye. Hah işte aynen öyle bir şeyler, senin ona ait olduğunu ve onun sana ait olduğunu kabullenmişken oluveriyor her şey. İnsan beyni bir idrak etmiyor. O kabullenip yapmış zaten sen neyi bekliyorsun sindirmek için ? Mülkiyet hissi işte. Hiç mi ? Kolay mı ? Bu kadar mı ? Neden? Yine geldik aynı yere. Bir de bunun gelecek versiyonları var tabii. Bir daha yaşanmayacağını, yaşananları.. Amaan çıkamıyorum işte işin içinden. Açık bir kapı arıyorum ama kapıdan geçecek olan ben değilim ki ? Bir de o açık başka kapılar bulmuş zaten cereyan yapmasın diye uğraşıyor sen salak mısın? Ani ruh değişimleri demiştim işte hah aynı bu şekilde geldi yine. Giriş,sindiriş,yükseliş sonra tekrar aynı üçleme. Tüm gün geçiyor öyle düşüne düşüne. Uyurken her şey eskisi gibi rüyalar aleminde, bilinçaltında. Uyanıyorsun işte asıl korkunç şey o an çöküyor tepene,gerçekler. Her sabah bir öncekinden daha kötü oluyor. Uyurken küfür ede ede uyuyorsun sabahı düşünüp, uyanıyorsun yine aynı hezeyan. Gün içinde yavaşlıyor, sindiriliyor ve dediğim gibi yine aynı yükselişler neden? Soruları da bir tek sen soruyorsun, sorunları da bir tek sen süzgeçliyorsun,anıları da bir tek sen canlandırıyorsun. Ölüyü yakasından tutup silkiyorsun işte bas bayağı. Bir işe yarıyor mu ıı-ıh yaramıyor. Niye yapıyorsun? Kendi de bilmiyor o kısmı. Yapmadan da boşlukta bir akıp gitme. Bak söylüyor Sedef Sebütekin" kayboluyorum" diyor. Tam o kısımdayım. Suçlu sen misin yoook vallahi billahi değil bu iyi kısmı işte. İçin rahat. Yoo değil. Ama neden değil ? Senden mi kaynaklı ondan mı kaynaklı. Ondan evet. Neden? Diyorsun işte o yüzden o iç gıcıklama. Bir söz geldi şimdi aklıma. Nasipse gelir yemenden,nasip değilse ne gelir elden. Aynı öyle bir şeyler. Şimdi ben nereye haykırayım,neyi haykırayım. Kabullenemeyişimi mi haykırayım. Yeni de bir şarkı moda olmuş. Ama sen başka  bir kollarda falan diyor. Heeeğ öyle işte. Bu kısma hiç girmeyeyim daha iyi olacak aslında. Sen sizi düşünüyorsun o başkasını. Ee salaksın sen o zaman. Her vazgeçiş bir kaybediştir ya? Beş yılı kaybetti,annesini,babasını,ailesini,desteğini,sevenini özleyenini,derdini,dermanını.. çok şeyi kaybetti de gitti. Beş yılda ben lazım olan neyse o oldum,kendime topladım şimdi o başkasında birini ikisini belki bulur. Hadi ordan sevmemiş işte,sevmeyince de bunların hiçbirini görmemiş.Harcanmışsın sevilmediğin kollarda. Bu kadar.Bitti. 

  • Share:

You Might Also Like

0 yorum